İnsanlar yüzyıllardır inançlarının peşinden, evinden binlerce kilometre uzaklıklara gitmekten hiç vazgeçmediler. Öylesine etkileyici bir endüstri ki bu, insanları ne domuz gribi, ne ilerleyen yaşları, ne kronik rahatsızlıkları alıkoyuyor inancı için niyetlendiği yere gitmekten. Şimdilerde 70’li yaşlarını süren bizim süt anne bile (kimi zaman evinin karşısındaki bakkala bile gitmekte zorlanırken), kırık koluyla yıllar önce hacı olmak…
Vali Kıraç: İzmir’in insan kaynağı zengin
Söyleşiyle Kent Yaşam’a konuk etmek istediğimiz İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç’a makamında konuk olduk. Vali Kıraç, hükümetin kentteki uygulayıcısı ve kendi deyimiyle “Özel İdare’nin başı sıfatıyla bir yerel yönetici” olarak, kent için üretilen projeleri ve yatırımları anlattı bize. İzmir Valiliği görevinin 966. günündeki söyleşimiz sırasında kentin en önemli sorunlarından birisi olan işsizliği çözüp istihdam yaratabilmek…
Şimdi zeytin hasat zamanı
Ellerinde kalın eldivenler var. Başlarını, yüzlerini sıkıca bağlamışlar. Soğuk, insanın yüzünü acıtıyor. Kat kat giyinmişler hepsi. Kimisi merdivenle uzanmış, kimisi çevik hareketlerle çıkıverdiği ağacın kalınca bir dalında sakin sakin, elleriyle zeytinleri topluyorlar. 43 yaşındaki Şennur Serbest, 20 yaşından bu yana zeytin topladığını söylüyor. Akhisar’ın içinden. Ekim ayından başlayarak Ocak ayına kadar sabah 08.00’den akşam 16.00’ya…
İzmirli samimi olanla olmayanı ayırt eder
Ne zaman kent dışından birisi konuk gelse ve konu İzmir’e gelse, hep aynı sözleri duyuyorum : “Vallahi siz çok şanslısınız. Yılın altı ayı hava yaz gibi. Kışınız sert geçmez. Çeşme yanı başınızda. Var ya, Hawai gibi. Hele Alaçatı. Ya Kordon… Salın boylu boyunca, esen tatlı imbatta. Bir bardak demli çay iç denize karşı…” Acıdır ki,…
Yaşlılar gençlere iş olanağı yaratıyor
Balçova Termal Otel’de 16-17 Ekim 2009 günlerinde düzenlenen Uluslararası Sosyal Bakım Sempozyumu, nüfusu giderek yaşlanan ülkemizin ve özellikle de kentimizin yaşlı nüfusu için tehlike çanlarının şimdiden çalmaya başladığını bir kere daha gösterdi. Sempozyumda söz alan İzmir Valisi Cahit Kıraç, “Türkiye genelindeki ortalama yaş 28 iken, İzmirde bu rakam 32. Bunda son dönemlerde Kuzey Avrupadan göçle…
Kent elden gidiyor, uyuyoruz
Yeşilova’daki kazı çalışmalarının ardından İzmir’in tarihinin 8 bin 500 – 9 bin yıla dayandığı anlaşıldı. (http://www.yesilova.ege.edu.tr) Akademisyenler, bütün güçleriyle derinlerdeki uygarlıklara ilişkin buluntuları ortaya çıkartmaya çalışıyorlar. Canla başla çıkartılan küçücük kaplar bile özenle bir araya getirilip tarihlendirilmeye çalışılıyor. Kentin 5 bin yıl diye bilinen tarihini 3 bin yıl daha geriye götüren bu alan, hepimize heyecan…
İzmir bir meta değildir, marka olamaz
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentteki tarihi yapıların korunmasını teşvik amacıyla düzenlediği Tarihe Saygı /Yerel Koruma Ödülleri’ni kazananlar geçtiğimiz günlerde açıklandı. Bu yıl yedinci kez düzenlenen yarışmanın temel hedeflerinden birisi topluma koruma bilincini aşılamak. Koruma deyince ne anlıyoruz? Toplumumuzda yapıların, tarihin, çevre ve doğanın korunması nasıl gerçekleşiyor? Yerel yönetimler korumada ne kadar başarılı? Korumayı gelecek nesiller için…
Dostlara…
Dostumuz Armağan Portakal’ın gönderdiği şiirde Can Yücel ne güzel yazmış … “Dostlar ırmak gibidir Kiminin suyu az, kiminin çok Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya İnsanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı, Bulanık bir göl gibi… Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi. Uzaktan görünüşü çekici, aldatıcı İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı…. Ne zaman ne geleceğini…
Ebru uygulanmış doğaltaş ilgisi
Ebru uygulanmış doğaltaş ilgisi İzmir’in Çeşme ilçesindeki tarihi kilise yaz mevsiminin son sergisine ev sahipliği yapıyor. Son dönemlerde Çaka Bey Sanat Galerisi olarak kullanılan kilisede geleneksel el sanatlarının birbirinden güzel eserleri sergileniyor. Ebru sanatını geleneksel yöntemlerle doğaltaşa ve mermere uygulayan Estetik Ebru sanatçılarından Kadriye Sayınbatur’un eserleri de tarihi kilisedeki karma sergide yerini aldı. Sayınbatur’un sergisinde…
Ya tusunami olsaydı
İstanbul’daki sel felaketini izliyoruz televizyondan. Trafiğin bir gün önce adım adım gittiği yollarda, sular deli bir hızla yol alıyor. Ne trafik ışığı takıyor su, ne polis, ne asker… Su sel olmuş akıyor ve gerçekten de yolunu buluyor. Dere yatağına yapılan çevre yolları, evler, fabrikalar umrunda değil. Önüne katmış tırları, arabaları, televizyonları, eşyaları, gittiği yere kadar…